Coğrafyamızdaki tüm kaynakları verimli şekilde kullanma gayretinde olan ve kaynak oluşturma noktasında girişimlerde bulunan ülkemiz için “Türkiye Ormanları” da planlı işletilip istifade edilen alanlardan biridir. Bu bağlamda, Tarım ve Orman Bakanlığına bağlı kuruluş olarak faaliyet gösteren Orman Genel Müdürlüğünün varlığına şükürkarız.
Orman alanlarında yapılan çalışmalar ve işletilmesi hakkında, Orman Genel Müdürlüğü önderliğinde Doğa Koruma ve Milli Parklar ile Çölleşme ve Erozyonla Mücadele Genel Müdürlükleri eliyle de yapılan tanıtım faaliyetleri sonucu, ilgili kurumların var olma amaçları son yıllarda ancak anlaşılabilmiştir.
Orman Genel Müdürlüğünün, oduna dayalı faaliyetleri ön planda görülse de, odun üretiminden daha yüksek oranda istifade edebileceği “Odun Dışı Ürünler” gerçeği karşımızda durmaktadır. Odun dışı ürünler, endüstri hammaddesi olarak görülse de, arka planda kırsal mıntıkalarda ömür sürdüren vatandaşlarımızın ciddi gelir kaynağı olarak planlı şekilde işletilmesi beklenmektedir. Hala beklenti içerisinde olunması münasebetiyle; Orman Genel Müdürlüğü tarafından, Odun Dışı Orman Ürünleri (ODOÜ)nin geçici çalışmalarla değil, planlı bir şekilde işletilmesinin gerekliliği alenen ortadadır.
Odun Dışı Orman Ürünlerinin, işletme şeflikleri yani taşra alt birimleri tarafından tanınmamış ve bu ürünlerle ilgili yeterli bilgi sahibi olmamaları nedeniyle, OGM’nin farklı bir yapı tesis ederek bu gerçekle yüzleşmesi gerektiğini düşünmekteyiz. İşletme müdürlüğü sayısını artırıp mevcut işletme şefliklerini bölüp çoğaltarak odun üretimini hangi düzeye getirdiğini, 2020 yılı sonundaki verilere bakılarak anlayabiliriz. ODOÜ hususunda da, benzer özgüveni ve sorumluluğu önce OGM içinde tesis etmeli ve taşranın her bir bölgesinde farklılık gösteren bu ürünlerin; yayılış alanları, mevcut envanter durumu ve potansiyellerinin sağlam temellere dayandırılabilmesi açısından, her işletme müdürlüğünde nasıl bir Ağaçlandırma Şefliği/birimi, Kadastro ve Mülkiyet Şefliği var ise “Odun Dışı Ürünler Şefliği” de varlık göstermelidir.
Bu durum;
Dünya Sağlık Örgütüne göre, 4 bin türün bitkisel ilaç olarak yaygın bir şekilde kullanıldığı ve yaklaşık %10’unun ticaretinin yapıldığı belirtilmektedir. Türkiye’de ise, 500 civarında olduğu tahmin edilmektedir. Tıbbi ve aromatik bitkilerden daha yüksek verim ve gelir elde edilebilmesinin ilk adımı odun ürününe verilen önem kadar odun dışı ürünlere de meyil verilmesiyle olacaktır. Bu vesileyle 2010 verilerine göre ODOÜ ihracatının en büyük payını alarak 1. Sırada olan Çin’in düzeyine çıkabilmek, ihracatta 21. sırada olan ülkemizi hedeflerine ulaştırabilmek için günü kurtaran adımlarla değil, sürekli takibi yapılacak ve programlı işletilecek şekilde ortam sağlanmalıdır.
Yukarıda bahsettiğimiz gerçekler karşısında; 2023 hedefleriyle ilerleyen ülkemizin, Ormancılık faaliyetlerini daha işlevsel hale getirecek yegane girişimlerden birisi de –yineleyerek- her işletme müdürlüğünün her bir şefliğinde varlık göstermesi gereken Odun Dışı Ürünler Şefliği olacağı inancı ve kararlılığındayız. Bu sayede, yaşadığımız son bir yıl içerisinde kırsal yaşamın ulu duruşunu iliklerine kadar hisseden ülkemiz yaşayanlarının da, kırsaldan kente göçünün önü ciddi şekilde kesilebileceği öngörüsündeyiz…
Emrah KUZU
Orman Mühendisi